11 Nisan 2012 Çarşamba

TEKNOLOJİNİN İLETİŞİME ETKİSİ


TEKNOLOJİNİN İLETİŞİME ETKİSİ


İnsan, sosyal olmak zorunda olan bir canlıdır. Sosyolojinin de yegane kuralı bu olsa gerek. İnsan yalnız yaşayamaz, mutlaka bir ortamda olmak zorundadır. İnsan, sosyal ortam olmadan yaşayamaz. Yalnızlık Allaha mahsustur. Allah, hiç kimseye muhtaç değildir; ancak insanlar birbirlerine muhtaçtırlar.

O halde yalnız yaşayamayacak ve sosyal olmak zorunda olan insan ne yapmalı? Nasıl bir iletişim kurmalı? İnsanlarla iletişim kurarken nasıl davranmalı? Bu soruların cevabını sosyologlar, psikologlar, sosyal psikologlar ve davranış bilimi uzmanları yıllardır araştırıp yazmışlardır. Yaşadıkları toplumun sorunlarını çözmeye çalışmışlardır. Toplumlar, her dönem farklı iletişim sorunlarını yaşamışlardır.

Günümüz insanı, sosyalleşmekten oldukça uzaklaşmaya başlamıştır. Adeta yalnızlaşmıştır. Çağın getirdiği sorunlar, kişileri sosyal ortamdan uzaklaştırıp bireyselleştirmeye ve yalnızlığa itmiştir. Sosyal ortamda yaşayanlar da birbirleriyle iletişim kurarken, zaman zaman iletişim hataları ve  kazaları yapmaktadırlar. Yüzyıllardır nesilden nesile aktarılarak gelen, saygı, sevgi, şefkat, muhabbet, örf, adet, gelenek, görenekler yerini zamanın anlamsız, garabet iletişimine bırakmaya başladı. Eskiden herkesin görevi, sorumlulukları belliydi. Hayat rutin bir şekilde akıp gidiyordu. Nadiren, aykırı kişiler çıkar ya çok büyük insanlar olur ya da çok kötü işler yaparlardı. Lakin toplumun yaşantısı ve kurallarına genellikle hiç kimse ilişmezdi.

Günümüz teknolojisinin, insan hayatı, iletişimi, inancı, düşüncesi ve duygusu üzerinde çok büyük etkisini görmekteyiz. Teknoloji, aile içi ilişkiler, arkadaş ilişkileri, toplumsal ilişkiler vs hayatın her dönemini ve kesimini çok hızlı bir şekilde etkilemeye devam etmektedir. Saygı kavramı adeta bitmiş, sevgiler ise sahte olmuş durumda. Gelenekler gereksiz diye düşünülüyor. Gençler tamamen sanal ortamın etkisinde, “ömrünün önemli bir kısmını bilgisayar başında geçiriyorlar. Gençler gece bilgisayarın başında, gündüz okullarında uyukluyorlar. Konuşma dili bozulmuş, birbirleriyle konuşurken küfür ve sövme sözcüklerini dillerinden düşürmüyorlar.

Yetişkinlerin durumu da pek farklı değil. Teknoloji yetişkinleri de köklerinden koparmaya başlamış. İdealizm gülünç kabul edilmiş, iyilikler menfaat beklentisi gibi algılanmış, komşu ziyaretleri neredeyse bitmiş, akraba ilişkileri çok zayıflamıştır. İnsanların maddi kazanç derdi, onları sosyal hayattan uzaklaştırdı. İnsanlar adeta akşamları evine mahpus olmuş, hiç kimseyle görüşmüyorlar. Geçim derdi ve kaygısı gerekçesiyle muhabbetler bile farklılaştı. Paralı görünmemek, borçlu görünmek moda oldu. Gerçi borçsuz insan pek kalmadı günümüzde. İçten ve samimi dostluklar azaldı. Aile içi iletişimler bozulmuş, evlerde herkes ayrı odalarda takılmaya başlamış. Evlatlar, ana-babasıyla nasıl konuşacağına kendisi karar vermeye başlamış, büyüklere karşı gelmek marifet addedilmiş,

Okullarda öğretmenlerle iletişim tamamen değişmiş, öğrenciler öğretmenin karşısında cafe ortamındaymış gibi durmaktadırlar. Öğretmene karşı gelmek büyük işmiş gibi görülmekte, öğretmeniyle laubali konuşmak sıradanlaşmıştır. Öğrencilerin kıyafetleri ahlak normlarını çoktan aşmış vaziyettedir.

Teknolojinin hep olumsuz şekildeki etkilerinden bahsettik. Fakat olumlu değerlendirilirse teknoloji neden çok yararlı olmasın. Hayatımızı zaten kolaylaştırmış olan bu güç, iyi niyetli insanlar tarafından olumlu değerlendirilebilir. Böylece milli, manevi düşüncelerimize katkıda bulunulabilir. Televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonu vs bütün teknoloji ürünleri müspet kullanılırsa çok faydalı eşyalardır. Önemli olan nasıl kullanılacağının bilinmesidir. Türkçemiz’in düzgün konuşulduğu, yabancı kelimelerin ve uydurma sözcüklerin olmadığı programların sayısının artması, gençler üzerinde oldukça olumlu etki meydana getirecektir. Milli, manevi değerlere saygılı dizilerin ve sinema filmlerinin artması tarih bilinci oluşmasında faydalı olacaktır.

İletişim ile ilgili yapılacak programlar, karşılıklı konuşmalarda saygıyı, büyüklere hürmeti, küçüklere sevgiyi arttıracaktır.

Teknolojiye esir olmamak, teknolojiyi ülkemizin, memleketimizin menfaatine kullanmamız lazım. Bilim ve teknolojiye her türlü evet; ama değerlerimizi, yaşantımızı, inançlarımızı yok etmesine hayır.

OSMAN AZMAN

4 yorum:

Birkaselezzet blogspot.com dedi ki...

ben geldim canım ne kadar güzel paylaşım olmuş
:)
ellerine sağlık.

Naliya dedi ki...

bir kase lezzet hoşgeldin arkadaşım.teşekkür ederim :))

Adsız dedi ki...

Teknoloji muhakkak teşekkürler
Bende geldim can dost sevgiler selamlar

Unknown dedi ki...

Dil ile iletişim arasında nasıl bir bağ vardır?


Yorum Gönder

 

Naliya © 2008. Design By: SkinCorner